- Soyut Ekspresyonizm
- Soyut Ekspresyonizmin Özellikleri
- Soyut Ekspresyonizmin Mühim Sanatçıları
- Soyut Ekspresyonizm Teknikleri
- II. Soyut Ekspresyonizm
- III. Soyut Ekspresyonizmin Özellikleri
- IV. Soyut Ekspresyonizmin Başlıca Sanatçıları
- V. Soyut Ekspresyonizm Teknikleri
- VI. Soyut Ekspresyonizm Üstündeki Etkisinde bırakır
- Soyut Ekspresyonizmin Eleştirisi
- Soyut Ekspresyonizmin Mirası
- IX. Soyut Ekspresyonizm Üstüne Daha Fazla Okuma
- II. Soyut Ekspresyonizm
- III. Soyut Ekspresyonizmin Özellikleri
- IV. Soyut Ekspresyonizmin Başlıca Sanatçıları
- V. Soyut Ekspresyonizm Teknikleri
- VI. Soyut Ekspresyonizmin Tesirleri
- VII. Soyut Ekspresyonizmin Eleştirisi
- Soyut Ekspresyonizmin Mirası
- IX. Soyut Ekspresyonizm Üstüne Daha Fazla Okuma
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York’ta ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Boyanın anlatım edici niteliklerine odaklanması ve görüş açısı ve gerçekçilik şeklinde geleneksel Batı sanat biçimlerini reddetmesiyle karakterize edilir.
Soyut Ekspresyonizm, New York Okulu olarak malum bir öbek sanatçı tarafınca öncülük edildi. Bu sanatçılar içinde Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko ve Franz Kline vardı.
New York Okulu sanatçıları Avrupa Modernizmi, Sürrealizm ve Şark felsefesi şeklinde muhtelif kaynaklardan etkilenmişlerdir. Ek olarak Büyük Bunalım ve II. Dünya Savaşı şeklinde çağın sosyal ve politik çalkantılarından da etkilenmişlerdir.
Soyut Ekspresyonizm çoğu zaman savaşın dehşetlerine ve çağıl hayatın algılanan kısırlığına bir reaksiyon olarak görülür. New York Okulu sanatçıları ham, romantik ve anlatım edici bir sanat yaratmaya çalıştılar.
Soyut Ekspresyonizm, çağıl sanatın gelişiminde büyük bir etkiye sahipti. Minimalizm, Pop Art ve Kavramsal Sanat şeklinde sonraki sanat hareketlerinin önünü açtı.
Soyut Ekspresyonizm günümüzde hala popüler bir sanat akımıdır. Dünya çapındaki büyük müzelerde temsil edilmektedir ve eserleri koleksiyoncular tarafınca oldukca rağbet görmektedir.
Soyut Ekspresyonizm
Soyut Ekspresyonizm 1940’larda New York City’de ortaya çıktı. Savaşın dehşetlerine ve çağıl yaşamın algılanan kısırlığına bir tepkiydi. New York Okulu’nun sanatçıları ham, romantik ve anlatım edici bir sanat yaratmaya çalıştılar.
Soyut Ekspresyonist sanatın ilk büyük sergisi 1946 senesinde New York City’deki Modern Sanat Müzesi’nde düzenlendi. “Yeni Amerikan Resmi” başlıklı sergi, Soyut Ekspresyonizmi daha geniş bir kesime tanıttı.
Soyut Ekspresyonizm hızla ABD Birleşik Devletleri’ndeki baskın sanat hareketi halini aldı. Büyük sanat galerileri ve müzeler tarafınca desteklendi ve sanatçıları medya tarafınca ağırlandı.
1950’lerde Soyut Ekspresyonizm popülerliğini kaybetmeye başladı. Oldukca fazla kendini küçümsememiş olduğu ve sosyal bir mesajdan mahrum olduğundan eleştiriliyordu.
Sadece Soyut Ekspresyonizm çağıl sanatın gelişiminde etken olmaya devam etti. Minimalizm, Pop Art ve Kavramsal Sanat şeklinde sonraki sanat hareketlerinin önünü açtı.
Soyut Ekspresyonizmin Özellikleri
Soyut Ekspresyonizm, boyanın anlatım edici niteliklerine odaklanması ve görüş açısı, gerçekçilik şeklinde geleneksel Batı sanat biçimlerini reddetmesiyle karakterize edilir.
Soyut Ekspresyonist resimler çoğu zaman yürekli renkleri, jestsel fırça darbeleri ve betimsel olmayan biçimleriyle öne menfaat.
New York Okulu sanatçıları, fotoğraf yapma eyleminin sanatçının iç kişiliğinin bir ifadesi olduğuna inanıyorlardı. Ham, romantik ve anlatım edici resimler yaratmaya çalıştılar.
Soyut Ekspresyonizm çoğu zaman savaşın dehşetlerine ve çağıl hayatın algılanan kısırlığına bir reaksiyon olarak görülür. New York Okulu sanatçıları, kendi deneyimlerine emsalsiz ve sadık bir sanat yaratmaya çalıştılar.
Soyut Ekspresyonizmin Mühim Sanatçıları
Soyut Ekspresyonizmin mühim sanatçıları içinde Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko ve Franz Kline yer alır.
Jackson Pollock, en ikonik Soyut Ekspresyonist sanatçı olarak kabul edilir. Resimleri, yürekli renkleri, jestsel fırça darbeleri ve temsili olmayan biçimleriyle karakterize edilir.
Willem de Kooning, Soyut Ekspresyonizm’in bir öteki mühim figürüdür. Resimleri çoğu zaman yürekli ve anlatım dolu bir dille resmedilen hanımefendi figürleriyle karakterize edilir.
Mark Rothko, nefes renkler ve yumuşak, doğal formların kullanımıyla öne çıkan büyük ölçekli resimleriyle tanınır.
Franz Kline, yürekli ve jestsel fırça darbeleriyle öne çıkan siyah beyaz resimleriyle tanınır.
Soyut Ekspresyonizm Teknikleri
Soyut Ekspresyonist sanatçılar resimlerini yaratmak için muhtelif teknikler kullandılar. Bu teknikler içinde boya damlatma, sıçratma ve tuvale boya dökme yer alıyordu.
New York Okulu sanatçıları, fotoğraf yapma eyleminin sanatçının iç kişiliğinin bir ifadesi olduğuna inanıyorlardı. Ham, romantik ve
Antet | Yanıt |
---|---|
Soyut Ekspresyonizm | 1940’larda New York’ta ortaya çıkan çağıl sanat akımı. |
Soyut Ekspresyonizm | Hareket, 20. yüzyılın başlarındaki Avrupa avangart hareketlerine reaksiyon olarak 1940’larda New York’ta ortaya çıktı. |
Soyut Ekspresyonizmin Özellikleri | Soyut Ekspresyonizm, duyguya ve şahsi ifadeye verdiği ehemmiyet, betimsel olmayan biçimleri kullanımı ve fotoğraf yapma sürecine odaklanmasıyla karakterize edilir. |
Soyut Ekspresyonizmin Mühim Sanatçıları | Soyut Ekspresyonizmin mühim sanatçıları içinde Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko, Franz Kline ve Barnett Newman yer alır. |
Soyut Ekspresyonizm Teknikleri | Soyut Ekspresyonistler damlatma, dökme ve lekeleme şeklinde muhtelif teknikler kullandılar. |
Soyut Ekspresyonizm Üstündeki Etkisinde bırakır | Soyut Ekspresyonizm, Avrupa avangart hareketleri, Kızılderili sanatı ve Çin kaligrafisi de dahil olmak suretiyle muhtelif kaynaklardan etkilenmiştir. |
Soyut Ekspresyonizmin Eleştirisi | Soyut Ekspresyonizm, biçimsel bir yapının eksikliği ve mantıktan oldukça duyguya vurgu yapması sebebiyle eleştirilmiştir. |
Soyut Ekspresyonizmin Mirası | Soyut Ekspresyonizm çağıl sanat üstünde derin bir tesir bırakmıştır ve bu tesir daha sonraki devre sanatçıları Jasper Johns, Robert Rauschenberg ve Andy Warhol’un çalışmalarında görülebilir. |
Soyut Ekspresyonizm Üstüne Daha Fazla Okuma | Soyut Ekspresyonizm ile alakalı daha çok data edinmek için aşağıdaki kitap ve makalelere bakabilirsiniz: |
Soyut Ekspresyonizm Hakkındaki Sıkça Sorulan Sorular | Soyut Ekspresyonizm ile alakalı sık sorulan soruların yanıtları için aşağıdakilere bakın: |
II. Soyut Ekspresyonizm
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York şehrinde ortaya çıkan bir sanat hareketidir. Temsili olmayan formların kullanması ve boyanın anlatım edici niteliklerine vurgu yapmasıyla karakterize edilir. Hareket, Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko ve Franz Kline’ın da aralarında bulunmuş olduğu New York Okulu olarak malum bir sanatçı grubu tarafınca yönetildi.
Soyut Ekspresyonizm, 20. yüzyılın başlarında baskın olan geleneksel fotoğraf biçimlerine karşı bir tepkiydi. New York Okulu’nun sanatçıları kendilerini anlatım etmenin yeni yollarını keşfetmekle ilgileniyorlardı ve Pablo Picasso ve Henri Matisse şeklinde Avrupa modernistlerinin faaliyetlerinden etkilenmişlerdi.
Soyut Ekspresyonizm, çağıl sanatın gelişiminde mühim bir güçtü. Fotoğraf olanaklarına dair yeni bir anlak yaratmaya destek oldu ve Pop Art ve Minimalizm şeklinde öteki avangart sanat hareketlerinin ortaya çıkmasının önünü açtı.
III. Soyut Ekspresyonizmin Özellikleri
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York City’de ortaya çıkan bir çağıl sanat tarzıdır. Boyanın anlatım edici niteliklerine vurgu yapması ve görüş açısı ve gerçekçilik şeklinde geleneksel Batı sanat biçimlerini reddetmesiyle karakterize edilir. Soyut Ekspresyonist resimler çoğu zaman yürekli renkleri, jestsel fırça darbeleri ve temsili olmayan biçimleriyle karakterize edilir.
“Soyut Ekspresyonizm” kavramı, sanat eleştirmeni Harold Rosenberg tarafınca 1952 senesinde ortaya atıldı. Rosenberg, bu kavramı o dönemde New York’ta çalışan Jackson Pollock, Willem de Kooning, Franz Kline ve Mark Rothko şeklinde bir öbek Amerikalı ressamın çalışmalarını tarif etmek için kullandı.
Soyut Ekspresyonizm, yüzyıllardır Batı’da baskın olan geleneksel sanat biçimlerine karşı bir tepkiydi. Soyut Ekspresyonistler, sanatın reel dünyayı temsil etmesi gerektiği fikrini reddettiler ve bunun yerine resimleri vesilesiyle kendi duygularını ve deneyimlerini anlatım etmeye çalıştılar.
Soyut Ekspresyonizm, çağıl sanatın gelişiminde büyük bir etkiye sahipti. Minimalizm ve Pop Art şeklinde öteki avangart sanat hareketlerinin ortaya çıkmasının yolunu açtı.
IV. Soyut Ekspresyonizmin Başlıca Sanatçıları
Soyut Ekspresyonizm akımıyla ilişkilendirilen en mühim sanatçılardan bazılarının sıralaması alttadır:
* Jackson Pollock
*Willem de Kooning
* Mark Rothko
*Franz Kline
* Barnett Newman
* Clyfford Hala
* Robert Motherwell
* Arşile Gorki
* Adolf Gottlieb
* Philip Guston
* Lee Krasner
* Helen Frankenthaler
* Joan Mitchell
* Robert Rauschenberg
* Cy Twombly
* Frank Stella
* Jasper John
*Ed Ruscha
* Robert Ryman
* Agnes Martin
* Brice Marden
* Mark Bradford
* Kerry James Marshall
*Amy Sherald
* Kehinde Wiley
* ve daha pek çokları.
V. Soyut Ekspresyonizm Teknikleri
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda ve 1950’lerde ABD Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan bir fotoğraf stilidir. Spontanelik ve romantik ifadeye vurgu yapması ve görüş açısı ve gerçekçilik şeklinde geleneksel Batı sanat tekniklerini reddetmesiyle karakterize edilir. Soyut Ekspresyonist resimler çoğu zaman yürekli renkler, jestsel fırça darbeleri ve temsili olmayan formlar kullanmalarıyla karakterize edilir.
Soyut Ekspresyonist ressamların kullandıkları teknikler oldukca çeşitlidir, sadece en yaygın olanlardan bazıları şunlardır:
- Damla boyama
- Dökme
- Sprey boyama
- Karalama
- Hamur harcı
Damlama fotoğraf, boyanın bir kaptan direkt tuvale damlatıldığı yahut döküldüğü bir tekniktir. Bu teknik, en mühim Soyut Ekspresyonist ressamlardan biri olarak önde gelen Jackson Pollock tarafınca öncülük edilmiştir. Pollock’un damla resimleri, sanatçının yaratma anındaki romantik durumunu yansıtan kaotik ve enerjik görünümleriyle karakterize edilir.
Dökme, boyanın bir kaptan direkt tuvale döküldüğü bir tekniktir. Bu teknik, Willem de Kooning ve Franz Kline şeklinde birçok Soyut Ekspresyonist ressam tarafınca kullanılmıştır. Dökme resimleri çoğu zaman sanatçının yaratıcı döneminin anlıklığını soruşturma arzusunu yansıtan akışkan ve doğal görünümleriyle karakterize edilir.
Sprey boyama, boyanın bir sprey kutusu kullanılarak tuvale püskürtüldüğü bir tekniktir. Bu teknik, Robert Motherwell ve Helen Frankenthaler şeklinde birçok Soyut Ekspresyonist ressam tarafınca kullanılmıştır. Sprey boyama çoğu zaman yürekli renkleri ve olumsuz alan kullanımıyla karakterize edilir.
Karalama, boyanın fırçalar, çubuklar ve hatta parmaklar şeklinde muhtelif araçlar kullanılarak tuvale uygulanmış olduğu bir tekniktir. Bu teknik, Mark Rothko ve Clyfford Still şeklinde birçok Soyut Ekspresyonist ressam tarafınca kullanılmıştır. Karalama resimleri çoğu zaman sanatçının yaratıcı döneminin kendiliğindenliğini soruşturma arzusunu yansıtan kaba ve eksikleri olan görünümleriyle karakterize edilir.
Impasto, boyanın palet bıçağı yahut başka bir çalgı kullanılarak tuvale kalınca bir halde uygulanmış olduğu bir tekniktir. Bu teknik, Pablo Picasso ve Henri Matisse de dahil olmak suretiyle birçok Soyut Ekspresyonist ressam tarafınca kullanılmıştır. Impasto resimleri çoğu zaman dokulu ve 3d görünümleriyle karakterize edilir ve bu, sanatçının çalışmalarında derinlik ve fiziksellik hissi yaratma arzusunu yansıtır.
VI. Soyut Ekspresyonizm Üstündeki Etkisinde bırakır
Soyut Ekspresyonistler, Avrupa Modernizmi, Amerikan sanatı ve edebiyatı, Şark felsefesi şeklinde oldukça muhtelif kaynaklardan etkilenmişlerdir.
Soyut Ekspresyonistleri etkileyen birtakım Avrupalı Modernist sanatçılar içinde Pablo Picasso, Georges Braque, Henri Matisse ve Vincent van Gogh yer alır. Bu sanatçılar gerçekliği temsil etmenin yeni yollarını denediler ve eserleri Soyut Ekspresyonistleri soyutlamanın anlatım potansiyelini keşfetmeye teşvik etti.
Soyut Ekspresyonistler ek olarak Amerikan sanatı ve edebiyatından da etkilenmişlerdir. Thomas Hart Benton, John Marin ve Edward Hopper şeklinde Amerikan ressamların eserleri ve Walt Whitman ve William Carlos Williams şeklinde Amerikan şairlerinin makaleleri, Soyut Ekspresyonistlerin sanat ile Amerikan deneyimi arasındaki ilişkiye dair anlayışlarını şekillendirmeye destek olmuştur.
En son, Soyut Ekspresyonistler Şark felsefesinden, bilhassa Zen Budizm’inden etkilenmişlerdir. Zen Budizm sezginin ve direkt deneyimin önemini vurgular ve bu felsefe Soyut Ekspresyonistlerin kendiliğinden ve anlatım edici sanat yaratma arzusuyla yankılanmıştır.
Soyut Ekspresyonistlerin emek harcamaları bununla beraber çağın toplumsal ve politik ikliminden de etkilenmiştir. Büyük Bunalım ve II. Dünya Savaşı Soyut Ekspresyonistler üstünde derin bir tesir bırakmıştır ve emek harcamaları çoğunlukla çağın kaosunu ve belirsizliğini yansıtır.
Soyut Ekspresyonistler muhtelif sanatçılardan oluşan bir gruptu ve emek harcamaları oldukça muhtelif kaynaklardan etkilenmişti. Sadece emek harcamaları, tecrit, ekspresyonizm ve tinsel benliğin keşfine yönelik ortak bir bağlılıkla birleşmiştir.
Soyut Ekspresyonizmin Eleştirisi
Soyut Ekspresyonizm, biçimsel bir yapının olmaması, sanatçının bireysel ifadesine odaklanması ve algılanan seçkincilik şeklinde muhtelif nedenlerle eleştirilmiştir.
Birtakım eleştirmenler Soyut Ekspresyonizmin aslen fotoğraf olmadığını, yalnız kendini şımartan bir anlatım biçimi bulunduğunu savundular. Resimlerin herhangi bir biçimsel yapı yahut düzene haiz olmadığını ve bundan dolayı sanat olarak kabul edilmeye layık olmadıklarını savunuyorlar.
Öteki eleştirmenler Soyut Ekspresyonizmin bireysel sanatçının ifadesine oldukça fazla odaklandığını savundular. Resimlerin sanatçının kendi şahsi deneyimleri ve duygularıyla alakalı bulunduğunu ve sanatçının kendi kafasının dışındaki dünya ile alakalı söyleyecek hiç bir şeyleri olmadığını savunuyorlar.
En son, birtakım eleştirmenler Soyut Ekspresyonizmin elitist bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Resimlerin yalnızca onları anlayacak öğrenim ve öğretime haiz ufak bir öbek insan tarafınca erişilebilir bulunduğunu savunurlar. Bunun Soyut Ekspresyonizmi bir çok insanoğlunun günlük yaşamlarıyla bağlantısı olmayan bir sanat biçimi haline getirdiğini savunurlar.
Bu eleştirilere karşın, Soyut Ekspresyonizm 20. yüzyılın en mühim ve etken sanat hareketlerinden biri olmaya devam ediyor. Soyut Ekspresyonistlerin resimleri dünyanın dört bir tarafındaki müzelerde ve galerilerde sergilendi ve müzayedelerde milyonlarca dolara satıldı.
Soyut Ekspresyonizm, Pop Art ve Minimalizm şeklinde öteki sanat akımları üstünde de derin bir tesir yaratmıştır. Soyut Ekspresyonistlerin resimleri, sanatçılara yeni anlatım biçimleri denemeleri ve dünyayı görmenin yeni yollarını keşfetmeleri için esin vermiştir.
Soyut Ekspresyonizmin Mirası
Soyut Ekspresyonizm, çağıl sanatın gelişiminde derin bir etkiye sahipti. Color Field Painting ve Minimalism şeklinde öteki soyut sanat hareketlerinin ortaya çıkmasının yolunu açtı. Ek olarak Mark Rothko, Jackson Pollock ve Willem de Kooning şeklinde birçok çağıl sanatçının çalışmalarını da etkiledi.
Soyut Ekspresyonizmin mirası karmaşa ve oldukça yönlüdür. Bir taraftan, geleneksel sanatın kısıtlamalarından kurtulan köktencilik ve yenilikçi bir hareket olarak görülür. Öte taraftan, halkı yabancılaştıran egoist ve seçkinci bir hareket olarak da görülür.
Bu eleştirilere karşın Soyut Ekspresyonizm 20. yüzyılın en mühim ve etken sanat hareketlerinden biri olmaya devam ediyor. Sanatın sınırlarını yine tanımlamaya destek oldu ve yeni bir yaratıcılık ve gözlem sürecinin yolunu açtı.
IX. Soyut Ekspresyonizm Üstüne Daha Fazla Okuma
Soyut Ekspresyonizm ile alakalı daha çok data edinmek için birtakım ek kaynaklar şunlardır:
S: Soyut Ekspresyonizm Nelerdir?
A: Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York’ta ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Boyanın anlatım edici niteliklerine vurgu yapması ve görüş açısı ve gerçekçilik şeklinde geleneksel Batı sanat biçimlerini reddetmesiyle karakterize edilir.
S: Soyut Ekspresyonizmin başlıca sanatçıları kimlerdir?
A: Soyut Ekspresyonizmin başlıca sanatçıları içinde Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko, Franz Kline yer alır.
S: Soyut Ekspresyonizm’de kullanılan teknikler nedir?
A: Soyut Ekspresyonizm’de kullanılan tekniklerden bazıları damlatma, dökme ve jestsel boyamadır.
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York City’de ortaya çıkan bir sanat hareketidir. Temsili olmayan formların kullanması ve boyanın anlatım edici niteliklerine vurgu yapmasıyla karakterize edilir.
Harekete Jackson Pollock, Willem de Kooning ve Mark Rothko şeklinde bir öbek sanatçı öncülük etti. Bu sanatçılar sanatta geleneksel temsil odağını reddettiler ve bunun yerine kendi duygularını ve deneyimlerini eserleri vesilesiyle anlatım etmeye çalıştılar.
Soyut Ekspresyonizm çağıl sanat üstünde derin bir etkiye sahipti. Sanat ile hayat arasındaki sınırları yıkmaya ve sanatçı ile sanat eseri arasındaki ilişkiyi anlamanın yeni bir yolunu yaratmaya destek oldu.
Soyut Ekspresyonizmin birtakım temel özellikleri şunlardır:
- Temsili olmayan biçimlerin kullanması
- Boyanın anlatım edici niteliklerine vurgu
- Büyük tuvallerin kullanması
- Hareket ve enerji duygusunun yaratılması
- Doğaçlama ve spontaneliğin kullanması
Soyut Ekspresyonizm ile ilişkilendirilen mühim sanatçılardan bazıları şunlardır:
- Jackson Pollock
- Willem de Kooning
- Mark Rothko
- Franz Kline
- Barnett Newman
Soyut Ekspresyonizm çağıl sanat üstünde derin bir etkiye sahipti. Sanat ile hayat arasındaki sınırları yıkmaya ve sanatçı ile sanat eseri arasındaki ilişkiyi anlamanın yeni bir yolunu yaratmaya destek oldu.
Soyut Ekspresyonizm’i etkileyen temel etkenlerden bazıları şunlardır:
- Avrupa Modernizmi
- Sürealizm
- Caz
- Şark felsefesi
Soyut Ekspresyonizm, temsil eksikliği ve sanatçının iç dünyasına odaklanması sebebiyle eleştirilmiştir. Birtakım eleştirmenler, hareketin oldukça subjektif bulunduğunu ve tutarlı bir güzel duyu vizyondan mahrum bulunduğunu ileri süre gelmiştir.
Bu eleştirilere karşın, Soyut Ekspresyonizm 20. yüzyılın en etken sanat hareketlerinden biri olmaya devam ediyor. Modern sanat üstünde derin bir tesiri oldu ve bugün sanatçılara esin vermeye devam ediyor.
Soyut Ekspresyonizmin birtakım temel mirasları şunlardır:
- Sanatçı ile sanat eseri arasındaki ilişkiyi anlamanın yeni bir yolunun yaratılması
- Sanat ile hayat arasındaki sınırların yıkılması
- New York sanat sahnesinin yükselişi
- Soyut Ekspresyonizmin Pop Art ve Minimalizm şeklinde öteki sanat akımları üstündeki tesiri
Soyut Ekspresyonizm ile alakalı daha çok data edinmek için aşağıdaki kaynaklara bakabilirsiniz:
- “Soyut Ekspresyonizm: Modern Sanatın Duygusal Dokusu” Robert Motherwell
- Clement Greenberg’in “Soyut Ekspresyonizm”i
- Irving Sandler’ın “Amerikan Resminin Zaferi: Soyut Ekspresyonizm, 1940-1970” isminde eseri
- “Soyut Ekspresyonizm: Eleştirel Bir Tarih” Stephen Polcari
Soyut Ekspresyonizm ile alakalı sık sorulan birtakım sorular şunlardır:
- Soyut Ekspresyonizm Nelerdir?
- Soyut Ekspresyonizm ile ilişkilendirilen mühim sanatçılar kimlerdir?
- Soyut Ekspresyonizmin temel özellikleri nedir?
- Soyut Ekspresyonizm’e tesir eden unsurlar nedir?
- Soyut Ekspresyonizm’e Yönelik Eleştiriler Nedir?
- Soyut Ekspresyonizmin mirası nelerdir?
Antet | Yanıt |
---|---|
Soyut Ekspresyonizm | 1940’lı yıllarda New York’ta ortaya çıkan bir sanat akımı. |
Soyut Ekspresyonizm | 1940’larda New York’ta ortaya çıktı. |
Soyut Ekspresyonizmin Özellikleri | Duygusal, temsili olmayan ve spontane. |
Soyut Ekspresyonizmin Mühim Sanatçıları | Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko, Franz Kline, Clyfford Still. |
II. Soyut Ekspresyonizm
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York City’de ortaya çıkan çağıl sanat akımıydı. Akım, tecrit ve romantik ifadeye vurgu yapması ve geleneksel Batı sanat formlarını reddetmesiyle karakterize edildi.
“Soyut Ekspresyonizm” kavramı ilk defa 1952 senesinde sanat eleştirmeni Harold Rosenberg tarafınca ortaya atıldı. Rosenberg, Soyut Ekspresyonizmin temsiliyet yahut gerçekçilikle değil, sanatçının tinsel duygu ve hislerinin ifadesiyle ilgilenen yeni bir sanat türü bulunduğunu savundu.
Soyut Ekspresyonizmin biri olan adları içinde Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko, Franz Kline ve Barnett Newman yer aldı. Bu sanatçıların tüm bunlar ABD Birleşik Devletleri’nde dünyaya geldi ve tüm bunlar 1940’larda ve 1950’lerde New York City’de öne çıktı.
Soyut Ekspresyonizm, çağıl sanatın gelişiminde mühim bir etkiye haiz olmuş ve New York şehrinin internasyonal sanat dünyasının merkezi haline gelmesine destek olmuştur.
III. Soyut Ekspresyonizmin Özellikleri
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York City’de ortaya çıkan bir çağıl sanat tarzıdır. Temsili olmayan formların kullanması ve boyanın anlatım edici niteliklerine vurgu yapmasıyla karakterize edilir.
Soyut Ekspresyonist resimler çoğu zaman jestsel fırça darbeleri, yürekli renkler kullanması ve net bir mevzu eksikliği ile karakterize edilir. Bu eserleri yaratan sanatçılar bilinçaltını ve sanatın romantik enerjisini keşfetmekle ilgileniyorlardı.
Soyut Ekspresyonizm, çoğu zaman 20. yüzyılın başlarında popüler olan daha resmi ve bilimsel nitelikli sanat stillerine bir reaksiyon olarak görülür. Bununla birlikte çağın kargaşa ve bunalımlı politik ve toplumsal ikliminin bir yansıması olarak da görülür.
Soyut Ekspresyonist akımın en meşhur sanatçıları içinde Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko ve Franz Kline yer alır.
Soyut Ekspresyonizm, çağıl sanatın gelişiminde derin bir etkiye sahipti. Minimalizm ve Kavramsal Sanat şeklinde öteki avangart hareketlerin önünü açtı. Ek olarak sanatın sırlarını çözmeye ve daha geniş bir kesime daha erişilebilir hale getirmeye destek oldu.
IV. Soyut Ekspresyonizmin Başlıca Sanatçıları
Soyut Ekspresyonizm akımıyla ilişkili birtakım mühim sanatçıların sıralaması alttadır:
- Jackson Pollock
- Willem de Kooning
- Mark Rothko
- Franz Kline
- Barnett Newman
- Clyfford Hala
- Robert Motherwell
- Reklam Reinhardt
- Helen Frankenthaler
- Lee Krasner
Bu sanatçıların tüm bunlar Soyut Ekspresyonizm’in öncüleri olarak kabul edilir ve eserleri çağıl sanatın gelişimi üstünde derin bir tesir yaratmıştır.
V. Soyut Ekspresyonizm Teknikleri
Soyut Ekspresyonist sanatçıların kullandığı teknikler muhtelif ve deneyseldi. En yaygın tekniklerden bazıları şunlardır:
Damlama fotoğraf: Jackson Pollock tarafınca öncülüğü meydana getirilen bu teknik, bir kutudan yahut fırçadan boyanın tuval üstüne damlatılmasını içeriyordu.
Dökme fotoğraf: Pollock’un öncülüğünü meydana getirdiği bu teknikte boya bir tuval üstüne dökülüyordu.
Sprey boyama: Willem de Kooning şeklinde sanatçıların kullandığı bu teknik, boyayı bir tuval üstüne püskürtmeyi içeriyordu.
Karalama resmi: Franz Kline şeklinde sanatçıların kullandığı bu teknik, bir tuval üstüne karalamalar yahut işaretler yapmayı içeriyordu.
Bütün yüzeye boyama: Mark Rothko şeklinde sanatçıların kullandığı bu teknik, tuvalin tamamının boya ile kaplanmasını içeriyordu.
Bunlar Soyut Ekspresyonist sanatçılar tarafınca kullanılan birçok teknikten yalnız birkaçıdır. Kullandıkları teknikler çoğu zaman deneysel ve yenilikçiydi ve yeni ve benzersiz bir fotoğraf stili yaratmaya destek oldular.
VI. Soyut Ekspresyonizmin Tesirleri
Soyut Ekspresyonistler, Avrupa Modernizmi, Amerikan Yerli sanatı ve Caz müziği de dahil olmak suretiyle oldukça muhtelif kaynaklardan etkilenmişlerdir.
Avrupa Modernizmi, hareketin tecrit, gözlem ve bireysel ifadeye verdiği öneme alaka duyan Soyut Ekspresyonistler üstünde büyük bir etkiye sahipti. Soyut Ekspresyonistler bilhassa Pablo Picasso, Henri Matisse ve Wassily Kandinsky’nin faaliyetlerinden etkilenmişlerdi.
Amerikan Yerlisi sanatı, hareketin yürekli renkler, basitleştirilmiş formlar ve tinsel sembolizm kullanımına çekilen Soyut Ekspresyonistler üstünde bir öteki mühim etkiydi. Soyut Ekspresyonistler bilhassa Navajo, Pueblo ve Hopi halklarının faaliyetlerinden etkilenmişlerdi.
Caz müziği, müziğin doğaçlama doğasına ve duygu ve kendiliğindenliğe vurgu yapmasına alaka duyan Soyut Ekspresyonistler üstünde de büyük bir etkiye sahipti. Soyut Ekspresyonistler bilhassa Charlie Parker, Dizzy Gillespie ve Thelonious Monk’un faaliyetlerinden etkilenmişlerdi.
Soyut Ekspresyonistler bu tesirleri birleştirerek hem şahsi hem evrensel, hem soyut bununla birlikte ifadeci yeni bir sanat türü yarattılar.
VII. Soyut Ekspresyonizmin Eleştirisi
Soyut Ekspresyonizm, aşırı bireyselci ve egoist olduğu, net bir sosyal mesajdan mahrum olduğu ve yaklaşık seyirciye ulaşamadığı için eleştirilmiştir.
Birtakım eleştirmenler Soyut Ekspresyonizmin bir kaçış biçimi bulunduğunu, sanatçıların reel dünya ve onun sorunlarıyla uğraşmaktan kaçınmasına izin verdiğini savundu. Ötekiler ise Soyut Ekspresyonizmin apolitik bulunduğunu, günün sosyal ve politik sorunlarıyla ilgilenmediğini savundu.
Bazıları ise Soyut Ekspresyonizm’in anlaşılmasının oldukça zor bulunduğunu, yalnızca elit entelektüellerden oluşan ufak bir grubun erişebildiği bir sanat biçimi bulunduğunu ileri sürmüşlerdir.
Bu eleştirilere karşın, Soyut Ekspresyonizm 20. yüzyılın en etken sanat hareketlerinden biri olmaya devam etti. Bireysel ifadeye vurgu yapması ve geleneksel temsil biçimlerini reddetmesi, çağıl sanatın gelişimi üstünde derin bir tesir yarattı.
Soyut Ekspresyonizmin Mirası
Soyut Ekspresyonizm, çağıl sanatın gelişiminde derin bir etkiye sahipti. Pop Art ve Minimalizm şeklinde öteki avangart hareketlerin yükselişine zemin hazırladı. Ek olarak Anselm Kiefer, Julian Schnabel ve Mark Bradford şeklinde birçok çağıl sanatçının çalışmalarını da etkiledi.
Soyut Ekspresyonizmin mirası karmaşa ve oldukça yönlüdür. Bir taraftan geçmişten köktencilik bir kopuş, geleneksel formların ve tekniklerin reddi olarak görülür. Öte taraftan Batı sanat geleneğinin bir devamı, insan durumunu anlatım etmenin yeni yollarını arama olarak da görülür.
Soyut Ekspresyonizm, sanat tarihinde mühim bir dönüm noktasıydı. Sanat içerikli anlatım için yeni olasılıklar açtı ve daha kapsayıcı ve muhtelif bir sanat dünyası yaratmaya destek oldu. Mirası, bugün sanatçılara esin vermeye devam ediyor ve gelecek yıllarda da esin vermeye devam edecek.
IX. Soyut Ekspresyonizm Üstüne Daha Fazla Okuma
Soyut Ekspresyonizm ile alakalı daha çok data edinmek için birtakım ek kaynaklar şunlardır:
S1. Soyut Ekspresyonizm Nelerdir?
Soyut Ekspresyonizm, 1940’larda New York City’de ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Boyanın anlatım edici niteliklerine vurgu yapması ve geleneksel Batı sanat formlarını reddetmesiyle karakterize edilir.
S2. Soyut Ekspresyonizmin başlıca sanatçıları kimlerdir?
Soyut Ekspresyonizmin biri olan sanatçıları içinde Jackson Pollock, Willem de Kooning, Mark Rothko, Franz Kline ve Barnett Newman yer alır.
S3. Soyut Ekspresyonizm’e yönelik eleştiriler nedir?
Birtakım eleştirmenler Soyut Ekspresyonizm’i aşırı egoist ve entelektüel içerikten mahrum olmakla suçladı. Ötekiler ise oldukça soyut ve yaklaşık seyirci için erişilemez bulunduğunu savundu.
0 Yorum